ÖZE: Para ve kapitalizm gibi soyut kavramlar postmodern toplumlarda önemli rol oynamaktadır. Yeni toplumsal yapı artık temelde dinsel olan klasik kapitalizmin yasalarına uymadığından, finansal piyasalar insan yaşamının kendisi de dâhil olmak üzere hemen hemen tüm etik normların değerini belirleme gücünü elde etmişlerdir. Benzer şekilde, doğayı açıklamanın yanı sıra kontrol etme hedefine de sahip olan bilimin ilerlemesi, postmodern insanı tanımlamaktadır ve bireyin kendi kendine yeterli hale gelmesiyle bakış açısında meydana gelen değişimler, esasen dinsel olan ilk sorunu inkâr etmesiyle başlamaktadır. Bu nedenle, Tanrı'nın otoritesi artık insan ırkının sorunlarına yeterli bir cevap teşkil etmemektedir. Geleneksel etiğe gelince, postmodern toplum, modernizmden önce ortaya çıkan gölgeden korkma hastalığına tutulmuştur. Başka bir deyişle ne evrensel bağlam ne de insan doğası, insan yaşamı için en iyi olasılıkları belirlemektedir. O halde insan faaliyetinin temel rolü, başkalarına verebileceği zararı sınırlandırarak kişinin özgürlüğünü kullanmasıdır. Bu nedenle, kişinin bireysel bir eylemi belirli bir etik normu ihlal etse de etmese de yenilikçi ahlaki düşünce insan özgürlüğünü en üst düzeye çıkarırken başkalarına zarar gelmesini önleyerek etiği bir dizi rol ve prosedüre indirgemektedir. Bu tez, seçilen iki postmodern roman olan C. S. Lewis'in The Great Divorce (1945) ve Don DeLillo'nun White Noise (1985) eserlerinde postmodern değerleri ve geleneksel etiği karşılaştırmalı olarak araştıran bir çalışmadır. Çalışma, postmodern değerlerin kökenlerini ve nedenlerini ve geleneksel etik erozyonunu açıklamayı amaçlamaktadır. Ayrıca postmodern toplumun yapay normlarını etkileyen etik kirliliği de incelemektedir. Nitekim seçilen romanlarda tasvir edildiği şekliyle bireyin dine, III Tanrı'ya ve insanlığa karşı tutumunu irdelemektedir. Tüketimcilik ve ölüm korkusu tartışılacak diğer konular arasında yer almaktadır. Tez üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm C. S. Lewis’in The Great Divorce (1945) adlı eserini ve romandaki geleneksel etiği örneklendirerek postmodern teori, değerler ve geleneksel etik değerler ile ilgili konuları ele almaktadır. İkinci bölüm, Don DeLillo’nun hayatını, başarılarını, White Noise (1985) romanı hakkında genel bir tablo çizerek romandaki postmodern değerlerin izini sürmeyi amaçlar. Üçüncü bölüm, hem The Great Divorce hem de White Noise romanlarını çevre, din ve postmodernizm açısından analiz etmeye çalışacaktır.

ABSTRACT: In postmodern societies, abstract concepts such as money and capitalism play important roles. The financial markets have gained the power to determine the value of almost all ethical norms, including human life itself, as the new social construction no longer obeys the laws of classical capitalism, which were fundamentally religious-based. Likewise, the development of science, with its goal of explaining and controlling nature, identifies the postmodern man and his shift in perspectives as he has become more self-sufficient and has started denying the fundamental problem, mainly religion. Thus, the authority of God is no longer an adequate answer to the human race's problems. As for traditional ethics, postmodern society has shifted from the perspective of fears of the shadow, which flourished before modernism. In other words, neither the universal context nor human nature determines the best possibilities for human life. The basic role of human activity, then, is to exploit one's freedom with the limitation of the harm that it might cause others. So, whether an individual act violates a specific ethical norm or not, innovative, moral thinking reduces ethics to a set of roles and procedures in order to prevent harm to others while maximizing human freedom. The present thesis is a comparative study investigating the postmodern values and traditional ethics in two selected novels: C. S. Lewis's The Great Divorce (1945) and DeLillo's White Noise (1985). The study aims to map the origins and causes of postmodern values and the erosion of traditional ethics. It also examines the ethical pollution that affects the artificial norms of postmodern society. Furthermore, it illustrates the individual's attitude towards religion, God, and humanity as depicted in the selected novels. Moreover, consumerism and the fear of death will be discussed, too.